Kasımı da bitirdik, sene çıkmadan kenara not ettiğimiz en iyi dram filmlerinden seçkileri alâkanıza sunuyoruz. On film seçtik. Listede seyretmedikleriniz varsa, nutkunuzun tutulacağını, boğazınızın düğümleneceğini garanti ederek sizi izlemeye davet ediyoruz. Buyursunlar…
Eskiden başarılı bir bankacı olan Andy Dufresne, karısını ve karısının sevgilisini öldürmek gibi işlemediği bir cinayetten suçlu bulunup, Shawshank’ın kasvetli hapishanesinde ömür boyu hapse mahkûm edilir.
Film, Andy’nin yeni, zorlu hayatıyla başa çıkmasının olağanüstü yolunu anlatır. Umut dolu bir bakış açısıyla çevresindekileri özgür bir yaşam olabileceğine inandırır. Başrollerinde Morgan Freeman ve Tim Robbins’in yer aldığı film aslında bir Stephen King uyarlamasıdır. 1995’te, aralarında “En İyi Film” kategorisi de olmak üzere toplam 7 dalda Oscar’a aday gösterildi.
Roberto Benigni ve Nicoletta Braschi’nin başrollerinde yer aldığı film, 1930 İtalya’sında geçmektedir. Film, hayat dolu Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’yla tüm engellere rağmen evlenmesiyle başlar. İtalya’da Alman işgali gerçekleşene kadar birlikte mutlu bir şekilde yaşarlar. Guido ve ailesi Yahudi oldukları için toplama kampına götürülür. Oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olduğunu ve oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak oyuncak tank hediye edeceğini söyler. Böylelikle oğlunun Yahudi toplama kampının dehşetinden uzak durmasını sağlar. Tüm olumsuzluklara rağmen her an bir umut olduğunu vurgulayan film, sinemalarda yer aldığı dönem büyük ses getirdi ve “En İyi Yabancı Film”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “ En İyi Müzik” dallarında Oscar ödülü kazandı.
Sara Goldfarb küçük bir apartman dairesinde yaşayan emekli bir kadındır. Zamanının çoğunu televizyon izleyerek geçirir. Favori programına konuk olmak, hediye verilen kırmızı elbiseye sahip olmak ve sıkıcı varoluşundan kurtulma hayalleri kurar. Uyuşturucu bağımlısı oğlu Harry ve onun arkadaşı Tyrone ile birlikte uyuşturucu satıcılığını büyütme planları yaparlar. Harry’nin kız arkadaşı Marion bir moda tasarımcısıdır. Harry onu da uyuşturucu dünyasına sürüklemiştir. Sara’nın bağımlılığını gittikçe artar ve çaresiz, umutsuz kadın kilo vermek için zayıflama haplarını da kullanmaya başlar. Hubert Selby’nin romanından uyarlanan filmin başrollerini Jared Leto, Ellen Burstyn ve Jennifer Connelly paylaşmaktadır.
Sadık, babasının ziraat mühendisi olmasını arzulamasına rağmen, babasını dinlemeyip 70’lerde solcu bir gazeteci olan asi bir gençtir. 12 Eylül 1980 gecesi, ülkedeki darbeden ötürü ne hastane ne de doktor bulabilirler. Hamile eşi Aysun oğulları Deniz’i doğururken ölür. Yıllar sonra Sadık bir karar verir; oğlu Deniz’le beraber yıllardır gitmediği köye gideceklerdir. Sadık babası Hüseyin’le arasını düzeltmenin zor olacağının farkındadır. Zamanla her şey düzelmeye başlamışken yaşanan bir dram herkesi derinden etkileyecektir. Babam ve Oğlum kendi türünde klasikleşmeyi başarmış filmler arasında yer almaktadır. Başrollerde Fikret Kuşkan ve Çetin Tekindor gibi usta sanatçıları görebiliriz.
Ünlü yönetmen Ingmar Bergman tarafından yönetilen filmin başrollerinde, Bibi Andersson ve Liv Ullmann yer almaktadır. Genç hemşire Alma, her bakımdan sağlıklı olan ancak sessizliğe bürünmüş aktris Elisabeth Vogler’ın refakatçisi olarak göreve başlar. Birlikte uzunca vakit geçirirler, bu rağmen Elisabeth hiçbir zaman konuşmaz. Alma sonunda sırlarını arkadaş olduğu Elisabeth’e itiraf eder. Sırlarının, kendi kişiliğinin ve düşüncelerinin Elisabeth’in kişiliğine gömüldüğünü, onunla beraber yok olduğunu fark eder.
1930’ların başlarında Büyük Buhran etkisindeki Amerika’da geçen film, James J. Braddock’un sevgi ve umut dolu yaşamını anlatır. Kariyeri bitmiş, ailesine bakmakla yükümlü, hayatını limanlarda işçilik yaparak geçiren Jim, bu yükümlülük için tutkuyla bağlı olduğu boks sporunu bile bırakmak zorunda kalır. Büyük bir cesaret ve umutla hareket ederek, imkânsız bir hayalin gerçekleşmesini ister; dünya boks şampiyonu olmak. Bir rastlantı sonucu ağır sıklet boks şampiyonu Max’le dövüşmesi işleri değiştirecektir. Cinderella Man olarak halk tarafından bilinen başrolümüz tarihin en şaşırtıcı spor efsanelerinden biri olacaktır. Başrolde usta oyuncu Russell Crowe bulunmaktadır. İrlanda asıllı boksör James Braddock’un hayat hikâyesinden uyarlanan film, üç dalda Oscar ödülüne aday gösterilmiştir.
İran’da geçen bu drama, Freidoune Sahebjam’ın ‘Soraya’yı Taşlamak’ isimli eserinden sinemaya aktarılmıştır. Freidoune bir gazetecidir ve seyahati sırasında ıssız bir köyde arabası bozulur. Burada Zahra adında bir kadınla tanışır. Tanıştıkları günden sonra Zahra sürekli Freidoune’nin peşindedir. Zahra, evliliği trajik bir sonla biten yeğeni Soraya’nın, önceki gün mütedeyyin köy halkı tarafından vahşice katledilmesini anlatmak ister. Böylelikle ölmeden önce yeğenine verdiği sözü tutmuş olacaktır; katledilmesini tüm dünyaya duyuracaktır. Film, Satellite drama filmi dalında ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görülmüştür.
Başrollerini Scarlett Johansson ve Adam Driver’ın paylaştığı film, yönetmen Charlie ve oyuncu eşi Nicole’un boşanma hikâyesini işler. Boşanma sürecini kolayca sona erdirmeyi düşünen çift, bu konuda başarısız olur. Çocuklarının velayeti konusu gündeme gelince, süreç düşündüklerinden daha karmaşık bir hal alır. Charlie projeleri için New York’ta kalmayı seçer, fakat Nicole bir televizyon dizisi için Los Angeles’ta yaşamak ister. Birikmiş sorunlarla beraber gerilimi giderek artan boşanma sürecinde bir sonuca varmak için çabalamaya başlarlar.
Sekiz yaşında bir çocuk olan Bruno, Berlin’den, annesi, ablası, komutan babasıyla birlikte, babasının yeni görev yeri olan Yahudiler için bir toplama kampına, Polonya’nın bir kırsalına taşınır. Bruno bir gün çevreyi keşfe çıkar ve Shmuel adındaki çocuğu arkadaş edinir. Shmuel kampta tellerin arakasında yaşayan bir Yahudidir. Bruno’nun babası oğlunun tellerin diğer tarafındakilerle ilgili gerçeği öğreneceğinden kaygılanır ve onu bu arkadaşlıktan korumaya çalışır. John Boyne’un dünya çapında adını duyuran aynı adlı romanından uyarlanan filmin başrolünde, son dönemin ünlü oyuncusu Asa Butterfield yer almaktadır.
Başarılı bir iş hayatı, harika bir eş ve bir çocuğu olan Mustafa imrenilerek bakılan bir hayata sahiptir. Bir kaza sonucu eşini kaybeden adam geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Karısı kazayı Mustafa’nın daha önce hiç görmediği Fikret isimli bir yabancı ile birlikte geçirmiştir. Karısının ölümü kafasında birçok soru bırakır ve her şeye cevap verebilmesi için Fikret’i kaçırır. Fikret’in anlattığı gerçeklerle beraber Mustafa, unutulmuş çocukluk anılarına geri döner. Eski mükemmel hayatına farklı bir açıdan bakmaya başlayan Mustafa’nın yaşamındaki sır perdeleri ortadan kalkacaktır. Filmin kadrosu Nejat İşler, Fikret Kuşkan ve Şerif Sezer gibi usta oyunculardan oluşmaktadır.