kadrolu personel

Mevzu Francis Bacon olunca, John Berger’i şaşırtan asıl şey yapıtları değil, hatırı sayılır olan şöhretidir. Evet, Berger aynen böyle söyler. Tâ ki Bacon’un Hannover Gallery’deki altı tablosunu inceleyene kadar…

Tabloların üçünde, “kara kutuvari bir odada, cam bir sandıkta, tahtına oturmuş bir Papa (Velâzquez portresindeki X. Innocentus) resmedilmiş. Tablolardan ikisinde Papa’nın yüzü bir çığla doğru ‘eriyor.’ Dördüncü portre Bay Lucien Freud’unki –yine bir cam sandık ve kutunun içinde; beşincisinde gri bir perdenin önünde iki büklüm olmuş paleolitik bir adam var; diğer büyük tablolardan daha küçük olan altıncısında ise hayvanat bahçesindeki bir maymuna bir şeyler yapan bir insan resmedilmiş.”

Havoner Gallery’deki Bacon eserlerini tetkik ederken yukarıdaki cümleleri not almış Berger.

Sanatçı Berger, Bacon ve diğer bazı çağdaşları hakkında kıyas yapar: “Çağdaş resimlerin çoğu bölük pörçüktür ve bir sonuca ulaşmaz, tıpkı kulağa çalınan sohbetler gibi güçleri bağlamlarına bağlıdır. Kendi başlarına zar zor mevcutturlar.” Sonrasında ise Bacon’u över; “Bu tablolar insanın aklından çıkmıyor çünkü Bacon özgün bir görsel sanatçı olmaktan ziyade çok parlak bir sahne âmiri ve tabloların taşıdığı duygu, yoğun ve umarsız bir şekilde mahrem!”